Kitabın Adı : Mustafa Kemal’e Aşklanmak Yazarın Adı : Halil Bezmen Yayınevi : Müptelâ Yayınları Sayfa Sayısı : 312 Basım : 23 Mayıs 2014 Tür : Türk Edebiyatı / Roman | Ermeni Hastanesi’nde çalışmasına olanak sağlar. Hastanede çalışmasıyla birlikte günden güne daha iyi hissetmeye başlayan Cemile, orada tanıştığı bir subaya görür görmez âşık olur. Bu subay, Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildir. Cemile, bu aşkının karşılıksız olacağını bilse de Mustafa Kemal’den vazgeçmez ve kendisini bu karşılıksız aşkın getireceklerine bırakıverir. Öyle ki karşısına çıkan Mehmet Ali’yle olan ilişkisine rağmen onunla dahi evlenmek istemez. Mustafa Kemal’e Aşklanmak, Cemile’nin Atatürk’e duyduğu katıksız aşkın yanı sıra, yıkılan bir imparatorluk üzerine kurulan yeni bir devletin oluşumunu da içine alan bir dönemin panoramasını çizer. |
0 Comments
Konusuna ve içindeki olaylara kısaca değinecek olursam, Merripen Win ile evleneceği için heyecanlıdır ve bir sorun çıkacağından endişelenir.Bir tür uğursuzluğun gelmekte olduğunu düşünüyordur ama evlenmek için kararlıdır.Beatrix ise yaralı bir baykuş bulmuş onu iyileştirmek için ahırda otururken kasabaya bir sirk geldiğini duyar.Ve sirkteki fillerden birinin öldüğünün,ölen filin yavrusunun da kımıldamadan yattığının haberini alır.Sirk sahibi hunharca küçük file dans etmesi için vururken Beatrix buna karşı bir şeyler planlar.Düğün günü geldiğinde Kev'in beklediği gibi uğursuzluklar başlar ve evlenmeleri neredeyse imkansız hale gelir.Ancak Kev kararlıdır.Leo ve Cam'in yardımlarıyla evlilik gerçekleştirilecek hale gelir ancak olaylar burada bitmez. Kesinlikle okuyun.Çok eğlenceli,çok keyifli bir kısa hikaye.Sizin için küçük bir alıntı da paylaşmak istedim. Leo shook his head and spoke in his sister’s direction. “It’s a barn, Win.” “If our Lord didn’t mind being born in a stable,” she replied cheerfully, “I certainly have no objection to being married in a barn.” Briefly lifting his gaze heavenward, Leo muttered, “I’ll go take care of the renewal fee. I can hardly wait to see the vicar’s expression when I tell him we’ve turned the chapel into a granary. It doesn’t reflect well on this family’s piety, let me tell you.“ "You’re concerned about appearing pious?” Kev asked. “Not yet. I’m still in the process of being led astray. But when I finally get around to repenting, I’ll have no damned chapel for it.” “You can repent in our officially licensed granary,” Cam said, shrugging into his coat. He headed to the front door, opened it, and paused as the ebullient sound of guitars and Romany voices flowed inside. Varoluş ile vicdanın mücadelesi:Bir adaya hapsedilmiş
21 kız ve 21 erkek öğrenci. Şiddet dolu, kâbus gibi bir oyun. Onlarca silah, psikolojik bir savaş ve tek bir kazanan… Totaliter Büyük Doğu Asya Cumhuriyeti, halkı baskı altında tutmak için her sene acımasız bir askerî program düzenlemektedir. Bu doğrultuda ıssız bir adaya götürülen lise öğrencilerine rastgele silahlar verilmekte ve kuralları çiğnediklerinde patlayan tasmalarla, geriye tek kişi kalana kadar birbirleriyle mücadele etmeleri beklenmektedir… Modern Japon edebiyatının klasikleşmiş eserlerinden sayılan ve aman vermez günümüz dünyasında hayatta kalmanın anlamına dair çok güçlü bir alegori olan Ölüm Oyunu, şiddet kavramını baş döndürücü bir gerilimle işliyor. “Ölüm Oyunu, delicesine keyifli ve dehşet dolu bir nükte. Belki de başlı başına delicedir.” Stephen King
|
Archives
Haziran 2014
Categories
Hepsi
|