Kitabın Adı : Beni Bırakma Queen's Review : 10/ 10 Yazarın Adı : Fatih Murat Arsal Yayınevi : Ephesus Yayınları Sayfa Sayısı : 720 Basım : 2013 Tür : Türk Edebiyatı / Romance | Kapak, İnsanlara güveni olmayan yalnız bir kadın... Geçmişi tehlikelerle dolu yakışıklı bir adam... Güzelliği tescilli bir mankenin eski bir mahkûmla ne işi olur? Kader sinsi yöntemlerle onları karşılaştırınca, beraberlikleri kaçınılmaz oldu. Karakterleri farklı olsa da... Ayrılık kesin olsa da... Bir güç onları bir arada tutmaya kararlıydı! Kalbi başkası için atan Gamze ihtiyaç duyduğu güven ve sevginin, mavi gözlü bir serseride olacağını nereden bilecekti? Kalbindeki ve bedenindeki her zerrenin ona ait olduğunu anlayamadı. Ta ki bu özel adamı kaybedeceği ana kadar… Ta ki genç adam onun hayatından çıkıp gidinceye kadar... Ve arkasından bağıramadı bile! Keşke ona seslenebilseydi! Ve keşke ona diyebilseydi… "Beni Bırakma!" |
Queen'in yorumu;
Ve Fatih Murat Arsal'dan bir şaheser daha! Türk yazarlarda bir türlü yakalayamadığım o duyguyu verebilmiş ilk kişidir kendileri.
Sayfaları nasıl çevirdiğimi hatırlamıyorum bile.Aldım,okudum ve bitti.Hemencecik. :( Yazarın anlatım diline aşinalığım var zaten diyorum her defasında kendime ve bir diğer romanını okurken öceki kadar heyecanlanmayacağımı,şaşaırmayacağımı ya da tat alamayacağımı düşünüyorum.Ve hep yanılıyorum.
FMArsal okurken hikayenin varış noktası hep bellidir.Normalde bunu herhangi bir şey için sinir bozucu bulurum. Mesela sonunu tahmin edebildiğim filmleri izlemeyi sevmemek gibi ya da klişe duruma geldiği anda o diziden vaz geçmek. Hele de kitaplarda bu konu daha da vurucu oluyor.Çünkü insan okurken hayal gücü de geliştiği için -özellikle de benim kadar çok okuyan biriyseniz- belirli şeylere aşina olduğunuzdan artık hissedemiyor oluyorsunuz.Ne olaylar gözünüzde canlanıyor ne de ana karakterin yakışıklılığını içinizi çeke çeke,duraksayıp hayal ede ede,sindire sindire okuyabiliyorsunuz.Ancak bu şaşırtıcı bir şekilde Fatih Bey'de gerçekleşmedi.Belki de yazara ve kitaplarına olan bağlılığım da bu yüzden.
Ve Fatih Murat Arsal'dan bir şaheser daha! Türk yazarlarda bir türlü yakalayamadığım o duyguyu verebilmiş ilk kişidir kendileri.
Sayfaları nasıl çevirdiğimi hatırlamıyorum bile.Aldım,okudum ve bitti.Hemencecik. :( Yazarın anlatım diline aşinalığım var zaten diyorum her defasında kendime ve bir diğer romanını okurken öceki kadar heyecanlanmayacağımı,şaşaırmayacağımı ya da tat alamayacağımı düşünüyorum.Ve hep yanılıyorum.
FMArsal okurken hikayenin varış noktası hep bellidir.Normalde bunu herhangi bir şey için sinir bozucu bulurum. Mesela sonunu tahmin edebildiğim filmleri izlemeyi sevmemek gibi ya da klişe duruma geldiği anda o diziden vaz geçmek. Hele de kitaplarda bu konu daha da vurucu oluyor.Çünkü insan okurken hayal gücü de geliştiği için -özellikle de benim kadar çok okuyan biriyseniz- belirli şeylere aşina olduğunuzdan artık hissedemiyor oluyorsunuz.Ne olaylar gözünüzde canlanıyor ne de ana karakterin yakışıklılığını içinizi çeke çeke,duraksayıp hayal ede ede,sindire sindire okuyabiliyorsunuz.Ancak bu şaşırtıcı bir şekilde Fatih Bey'de gerçekleşmedi.Belki de yazara ve kitaplarına olan bağlılığım da bu yüzden.